döv|mek

Tarihi:

Eski Türkçe: [ Kaşgarî, Divan-i Lugati't-Türk, 1073]
er tūz tögdi [adam tuzu ezerek öğüttü] (...) ol meniŋ birle tūz tögişdi [benimle birlikte tuz öğüttü] [ Kul Mes'ud, Kelile ve Dimne terc., 1347 yılından önce]
yılanuŋ başın dögdiler [ezdiler] Türkiye Türkçesi: [ Meninski, Thesaurus, 1680]
dögüşmek: uruşmak, dokuşmak, müzārebe e., mücādele e.

Köken:

Eski Türkçe tȫg- "havanda dövmek, ezmek" fiilinden evrilmiştir.

Description:

20. yy ilk çeyreğine dek döğ- دوكمك yazılır ve muhtemelen öyle telaffuz edilir.