İbni Arabi, tasavvufa ve maneviyata minimum seviyede ilgi-alaka duyan her kişinin mutlaka karşılaştığı bir isimdir şüphesiz. 

Bu yazıda tarafımdan boykot edilen new age akımı meditasyon müptezelleri ve yeni dünya düzenine(tek din) karşı durarak, kullandıkları tabirleri uygulamaları ve bakış açısının kaynağının islamiyet ve tasavvuf olduğuna dikkat çekmektir.

Bunu bende daha iyi yapacak babayiğitler olsa dahi dilsiz şeytanlığa veya tatlı su müslümanlığına soyunduklarından sebep Süleyman'ın ordusuna katılan karınca misali tarafımı belli etmektir.

Fikirlerimi kaynakların ışığında tartışmaya açacağım.

İbni Arabi, Allah yolundaki salikin(manevi yola, hakikat arayışına gönül vermiş kimse) 7 tavrı olduğunu ve bu 7 halin her birinin bir yolculuk olduğunu, ancak her yolu başarıyla tamamlayan kişinin insan-ı kamil mertebesine varacağını (Allah'ın izniyle) belirtmiştir.

Bu 7 tavrı ele almadan önce, şu konunun açıklanması gerektiğini düşünmekteyim.

Tasavvuftaki vahdeti vücud, insan-ı kamil gibi kavramlar ele alınırken, Arif kişiye din yokturz arifin kalbi okyanus gibidir, yeryüzünde ki tüm dinleri kapsar ifadesi yüzyesel bakışta tasavvufta kürsü olmuş kimselerin islamiyeti de bıraktığı, yeryüzünde ki tüm dinleri kalbine sığdırdığı ve tam anlamıyla Enel Hak(ben tanrıyım) olarak ifade edilir. Suistimala çok açık olan bu mesele tanım olarak doğru olsasa mana olarak yanlıştır. Tarih içerisinde manayı kavrayamayan halk- avam takımı bu sebeple Hallacı Mansur'u taşa tutmuşlardır. Bugünde hala new age akımlarca suistimal edilmeye devam edilmekte. Ancak arif kimse Allah katında ki dine müntesiptir ve Allah'ın mezhepine bağlıdır. Bu din ise vayhin bildirdiği dindir.