kazan

Tarihi:

Eski Türkçe: [ Kaşgarî, Divan-i Lugati't-Türk, 1073]
ḳazġan yér [[suyla aşınmış oyuklu zemin]] Orta Türkçe: [ İbni Mühenna, Lugat, 1310 yılından önce]
kazan [Türkçe] = al-ḳazġān [Arapça!] Kıpçakça: [ Codex Cumanicus, 1303]
calderonus [kazan, kelter] - Fa: χaskan - Tr: χazan

Köken:

Orta Türkçe kazğan "büyük bakır kap" sözcüğünden evrilmiştir. Türkçe sözcük Eski Türkçe kazġan "kazılmış yer, çukur, hendek" sözcüğü ile eş kökenlidir. Bu sözcük Eski Türkçe kaz- "oymak" fiilinden Eski Türkçe +(g)An ekiyle türetilmiştir.