orta

Tarihi:

Eski Türkçe: [ Orhun Yazıtları, 735]
birgerü kün ortusıŋaru ... yırgaru tün ortusıŋaru [güneye öglen yönüne, kuzeye gece yönüne] Eski Türkçe: [ Kaşgarî, Divan-i Lugati't-Türk, 1073]
ortu er [orta yaşlı adam] (...) ew ortusı [evin ortası] (...) kün ortusı [gün ortası] (...) otra [herhangi bir şeyin ortası Bu, ortu sözcüğünün göçüşmeye uğramış halidir.]] Çağatayca: [ Pavet de Courteille, Dictionnaire Turc Oriental, 1500 yılından önce]
orta: milieu; intervalle Türkiye Türkçesi: [ Meninski, Thesaurus, 1680]
ortalık, ortalık bozuldı, ortalığa fesad bırağmak Türkiye Türkçesi: [ Ahmed Vefik Paşa, Lehce-ı Osmani, 1876]
orta malı: Sahipsiz. (...) orta oyunu: Maydan temaşası. (...) ulu orta: Engin. (...) ortalık: Saha-i zemīn.

Köken:

Eski Türkçe ortu "merkez(de), orta(da)" sözcüğünden evrilmiştir. Eski Türkçe sözcük Eski Türkçe or- "kesmek" fiilinden türetilmiştir.

Description:

Anlam ilişkisi için karş. yarım < yar-. Aynı şekilde İngilizce half < Germence *skelf- "kesmek". Ancak +tU ekinin yapısı anlaşılamadı.