pır

Tarihi:

Türkiye Türkçesi: pırlamak "fırlamak" [ Dede Korkut Kitabı, 1400? yılından önce]
Gögsün delüp göge pırlar. Türkiye Türkçesi: pırpır "fırıldak" [ Asım Ef., Burhan-ı Katı terc., 1797]
Bād-efrāh: çocuklara müteallik oyuncaktır (...) bir müdevver gön paresinin ortasına ve iki tarafına ip takıp iki eliyle iki canibe çektikçe o gön paresi süratle dönerek sada verir; pırpır ve pırlağac ve firfiri ve fırılak dahi denir. [ Hüseyin Rahmi Gürpınar, Tutuşmuş Gönüller, 1926]
gönlünde Süha Pertev için pır pır yeni bir muhabbet parlamış

Köken:

"uçma ve kanat çırpma sesi" Ses yansımalı sözcüktür.

Description:

Fır/fırfır/fırıl yansıma ses grubunun varyant biçimidir.