tekerlek

Tarihi:

Eski Türkçe: tegrek "çember" [ Kaşgarî, Divan-i Lugati't-Türk, 1073]
tegrek [yuvarlak bir şeyin dış kenarı], kuḏuġ tegreki [kuyunun dış halkası] Türkiye Türkçesi: dekerek [ anon., Kısas-ı Enbiya terc., 1390 yılından önce]
kaŋlınuŋ [kağnının] dekereklerine yassı nacaklar berkittiler Türkiye Türkçesi: tekerek [ Pîr Mehmed b. Yusuf, Terceman, 1461 yılından önce]
güneşin cirmine ve tekeregine de ḳursü'ş-şems dirler. Çağatayca: tekerük "top" [Nev, 1500 yılından önce]
... nesteren / tekerük olubdur mamuk koymakġa merhem āy rafīḳ [yaban gülü, merhem koymaya pamuk topu olur, ey dost] Türkiye Türkçesi: [ Meninski, Thesaurus, 1680]
tekerlek: gerdūn [çark, tekerlek]

Köken:

Eski Türkçe tegrek "çember" sözcüğü ile eş kökenlidir. Eski Türkçe sözcük Eski Türkçe yazılı örneği bulunmayan *tegir- "dönmek" biçiminden Türkiye Türkçesinde +(g)Ak ekiyle türetilmiştir.

Description:

Eski Türkçe tegrek veya tekerek biçiminden ekspresif bir /l/ sesi ilavesiyle oluşturulmuş olması olasıdır. Karş. Kırgızca tekerek, töŋerek, döŋölök (aynı anlamda), Moğolca tögürig "halka, disk, yuvarlak sikke".