nasır

Tarihi:

"onulmaz yara" [ Nasırüddin Rabguzi, Kısasü'l-Enbiya, 1310]
Mevlā taˁālā olarğa nāsūr ˁilletini ḥavāle kıldı, kamuğı nāsūr ˁilleti birle mübtelā boldılar. [ Yadigâr-ı İbni Şerif, 1421? yılından önce]
ne kadar oŋulmaz yaralar ve nāsūrlar var ise [ Mercimek Ahmed, Kâbusname terc., 1432]
yāχud nāsūrlanmış sivilci var mıdur burnunda? "ciltte sertleşme" [ Ahmed Vefik Paşa, Lehce-ı Osmani, 1876]
nāṣūr ناصور: Vücudun her yerinde ve hususan elde ve parmaklarda hasıl olan katı deri. Yaradan hasıl olan fistula. (...) Nāṣırlanmak ناصرلانمق

Köken:

Arapça nsr kökünden gelen nāsūr ناسور z "ülser, onulmaz yara, cüzam" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça nasara نسر z "et kopardı" fiilinin fāˁūl vezninde türevidir. Bu sözcük Arapça nasr نسر z "akbaba" sözcüğü ile eş kökenlidir.

Description:

Eski yazıda daima nāsūr yazılır. "Ciltte sertlik" anlamı derivatiftir.